Önü başka arkası bambaşka

Bundan birkaç ay önce, yaptığımız bir haber, aslında ulusal gazetelerin alt manşetlerinede konu olmuştu. Çok geçmeden New York barosuna kayıtlı bir avukattan haberin kaldırılmasına yönelik bir ihtar, ‘haberi kaldırın’ parası olan ihtar çekiyor. Konu Turkiye’de yargı sürecinde olduğu için mevzuyu üstü kapalı geçiyorum…

Hiçbir yasal dayanağı olmadan makale, haber, fotoğraf vs., keyfiyeten yayından kaldırmak, hele ki tehditle bunu yapmak prensibim değil.
Böyle biline…

Önce Avukat kullanarak sonra fiilen, sözle, mesajla veya sokak ortasında saldırmak moda oldu. Hiçbir yaptırım seni masum gösteremez hakli çıkartamaz, Dünya’nın neresinde olursan ol…
Hele ki, karşındaki bir kadın ise!. Bu terbiyesizliğin taaaa daniskası.
…’Bakın size neler yapacagım’. Diyor!
Ne yapacaksin?…

Bir başkası da var ki, Türkiye’den bir avukatla ihtar yazıyor, haberi kaldır ‘senin Türkiyeye girişini yasaklarım’ diyor! Onun derdi de bambaşka…

Kişiliğini ve kimliğini bulamadan Amerikaya gelip mekan, sifat ve para sahibi olmuş, kafası boş, cahil, özgürlük şımarığı, hadsiz ve terbiyesiz şahıslara tahammül etmeninde bir sınırı var olmalı…

Fakat şunu iyi bilin ki!
Tepkisiz kalmak korkudan değil, pişmiş aşa su katmamak içindir. Çünkü zaten siz yeterince kirllenmiş, çamurun dibine dalmışsınız. Sana malzeme olmayacağım. Hatırlatayım, burası senin köyün, kasaban yada mezran degil, aşiret, ağa yada adı herneyse sen O’da olamazsin, bizde senin maraban degiliz.
Siz çok kötü alışmışsınız şehir eşkiyalığı yapmaya, ama artik o, oyunlar oynanmayacak…
Ardına koyma, bende senin gelecekteki hallerini gördüğümde daha keyifle haberler yazıp paylaşacağım.
Umarım bir daha denemezsin…

New York’taki hallerimiz çok soğuk;
Öyle kirli bir yumaktan kazak örmüşüz ki, yıkadıkça kiri gitmiyor, üstelik her yıkandığında çekiyor sırtımıza olmuyor, bir kolu kısa öbür kolu uzun geliyor, önü başka arkası bambaşka, yakanın biri bi tarafta diğeri öbür tarafta, ayrıca öyle uydurma ilmek atarak örmüşüz ki, kevgir gibi içimizi üşütüyor, temmuz sıcağında bile…
Buz gibi…

Gelecek günler çok şeye gebe, bu atılan ilmekler tek tek çözülecek, kim, kiminle, nerede, ne yaptı hepsi çamaşır suyundaki kirli beyazlar gibi ak olacak. Bu şımarıklığın faturası masumlara da zarar verecek belki ama, bu gidişe dur demenin önünde engel olmamalı artık. Daha fazla insanın kanı emilmeden, emeği çalınmadan, onuru kırılmadan, şiddete uğramadan, ahlaksız tekliflere muhatap olmadan.

New York’taki Türkler ak-pak olmalı, temiz kalmalı…

Sevgiler