New York’ta çıplak modeller tuval gibi boyandı

NEW YORK – Geçtiğimiz günlerde Manhattan’da Birleşmiş Milletler’in karşısındaki Dag Hammarskjold Park’ta sıradışı bir sanat etkinliği yapıldı. Bu yil üçüncüsü düzenlenen BODY PAINTING DAY, “Inner Beauty” (İç Güzellik) teması ile 75 sanatçı tarafından kadın erkek, genç yaşlı yaklaşık 100 gönüllü modelin çıplak bedeni boyandı.
Sanatçı Andy Golub, model Amerikalı vücut geliştirme sprocusu

Günün yaratıcısı ve mimarı sanatçı Andy Golub, sanat yoluyla insanların anlatmayı, anlamayı ve birbirilerini tanimayı desteklemek için bu günü yarattığını ifade etti.

New York City’de çıplaklık farklı düşünce ve tartışmalara neden olurken, Andy Golub 2011 yılında Times Meydanı’nda çıplak bir modeli boyarken polis tarafından tutuklanmış, açtığı karşı davayı kazanarak New York Belediyesi 15 bin dolar tazminat ödemek zorunda kalmış. Bu tarihten sonra New York’ta çıplak yapılan sanatsal performanslar şehirde yasallığinı koruyor.

BODY PAINTING DAY New York’un ardından bu yil ilk kez San Francisco, Brüksel ve Amsterdam’da gerçekleşecek. Andy Golub, “Body Painting Day” ile ‘Dünyayı renkli ve daha güzel yaşanacak bir yer yapalım’ mesajı vermek istediklerini söyledi.

Çıplaklık sanatta toplumdan topluma, çağdan çağa sosyal olarak tepki gören, dışlanan bir form olmuştur.
Beden; anatomik yapısı ile son derece uyumlu, dengeli bir yapıdır. Herşeyi adeta matematiksel bir denklem gibi oturtulmuş fiziksel ve dokusal görünümü ile herzaman insanlara hoş görünmüştür. Insanoğlu çıplak doğmuştur. Tarih sürecine baktığınızda, mağara insanları sadece bir hayvan postu ile kapanmıştır. Tek tanrılı toplumlarda bütün tanrı ve tanrıçalar çıplaktır. Güney Amerika ve Afrika’nın bir çok kabilelerinde insanlar hemen hemen çıplak bir yaşam sürdürmüşlerdir.

75 sanatçı tarafından 100 gönüllü modelin çıplak bedeni tuval gibi boyandı.

Çok tanrılı dinlere geçişle dinin yaptırımları kendini ister istemez vücutta da göstermistir. Kadını koruma altına almış, daha sonraları ise kadının tamamen kapanmasına neden olmuştur. İnsanoğlu kapalı şeylere karşı herzaman bir merak duymuştur. İşte insan vücudu da bunun gibidir. Günümüzde çok tanrılı dinlerin hüküm sürdüğü toplumlarla diğer inanışların hüküm sürdüğü toplumlar arasında çok önemli görüş ayrılıkları vardır. Belli bir baskı altında insan vücudunu gizlemek, ona istem dışı ilgiyi arttırmıştır. Oysa yaşamlarını çıplak sürdüren bir çok toplumda çıplaklık o kadar doğaldır ki, karşı cinsin vücuduna duyulan ilgi odağı yoktur.

Çıplaklığın sosyal olgusu sanatta da böyle yansımıştır. Tek tanrılı dinlerde tanrı ya da tanrıçaların heykelleri sanata yansıyarak günümüze kadar ulaşmıştır. Rönensans öncesi ve sonrası dönemlerde kilisenin yaptığı baskı sanatta çıplaklık konusunda açılımını engellemiştir. Leonardı Da Vinci’nin anatomi hakkında yaptığı kara kalem çizimleri bedenin orantılı bir şekilde resim sanatına yansıması üzerine yaptığı en önemli çalışmalardır.