Yaşadıklarını Anlatmak İster Misin Malala?

Nurdan Öztürk


“He Named Me Malala”

Uzun bir zaman önce İngiltere ve Afganistan arasında bir savaş çıkmış ve bu savaşta yenilgiye uğramak üzere olan Afgan halkı geriye doğru çekilmeye başladığında bir kız çocuğu bulunduğu yerin en yüksek yerine çıkıp ‘Bir gün aslan olarak yaşamak, yüzyıl köle olarak yaşamaktan daha iyidir.’ diye haykırmıştır. Bunun üzerine geri çekilmekte olan Afgan halkı tekrar savaş alanına dönerek var gücüyle savaşmaya devam etmiştir. Bu küçük kız çocuğu da aynı savaşta mücadelesi uğruna ölmüştür.

Malala Yousafzai
Malala Yousafzai

İşte o kız çocuğun adı ‘Malala’dır.

Malala Yusufzay’ın babası kızına bu ismi verirken bu hikayeden etkilendiğini ve onun ilk andan beri farklı olacağını düşündüğünü ‘He Named Me Malala’ belgeselinde dile getirmektedir. Böyle bir hikayeden ismini alan Malala’da babası için ‘Babam sadece bana MALALA ismini verdi, bu hayatı ben seçtim.’ derken hepimize kendi hayatlarımızın dümenine ne kadar hakim olduğumuzu sorgulatmaktadır.

Her çocuk, dünyanın neresinde hayatına başlamış olursa olsun bence onların hayatlarını sadece bulundukları mekanlar ve sahip oldukları imkanlar değil, daha çok aileleri yönlendirmektedir. Malala Yusufzay’da 1997 yılında Pakistan’ın kuzeybatısında bulunan Svat Vadisi’nde dünyaya gelmiş olan, öğretmen bir babanın kız çocuğudur.

Malala Yusufzay’ın doğduğu Pakistan’da faaliyet gösteren Taliban adındaki bir örgütte gerçekleştirdiği terör faaliyetleriyle kız çocuklarının başta olmak üzere çocukların eğitim haklarını engellemekte, okulları bombalamakta ve insanları kendi düşüncelerine ters fikirler beyan ettiğinde öldürmektedir. İşte bu örgütün tüm dayatmalarına rağmen eğitim hakkı için mücadele veren Malala’nın doğduğu coğrafyada sahip olduğu imkanları düşündüğümüzde birçoğumuzun daha iyi imkanlara sahip olmamıza rağmen onun kadar düşüncelerimizi yürekten ifade edemediğimizi düşünüyoruz. Malala sahip olduğu ailede kendi düşüncelerini çekinmeden dile getirebildiğini bir konuşmasında ‘Babama, kanatlarımı kırpmayarak uçmama izin verdiği için teşekkür ederim.’ cümlesiyle açık bir şekilde ifade edebildiğini görüyoruz.

Malala Yousafzai öğretmen bir babanın kız çocuğu.
Malala Yousafzai öğretmen bir babanın kız çocuğu.

Bir BBC muhabirinin, 2009 yılında Pakistan’da Taliban’ın yaptıklarıyla ilgili bölgedeki halkın yaşadıklarını dünyaya duyurmak için çıktığı bir yolda Malala’nın babasıyla yolları kesişmiştir. Kız çocuklarının eğitim haklarını savunmak için verdiği mücadele ile tanıdığımız Malala’nın hikayesi de bu kesişmeden sonra babasının ona sorduğu küçük bir soru ile başlamıştır: ‘Yaşadıklarını anlatmak ister misin?’ Bu sorunun karşılığında Malala’nın cesaretinin bir göstergesi olarak her gününü anlatmak için başlayan yazım süreci, ilk zamanlar onun hayatını korumak amaçlı ‘Gul Makai’ takma ismiyle sürmüştür. Bu takma isme rağmen bir süre sonra kimliği ortaya çıkan Malala buna rağmen mücadelesinden vazgeçmemiştir. 9 Ekim 2012 tarihinde şimdiye kadar hiçbir çocuğa suikast girişiminde bulunmayan Taliban, okul servisinden evine dönen Malala’yı yanındaki iki arkadaşı ile birlikte vurmuştur. Bu susturma girişimine rağmen hayat mücadelesinden vazgeçmeyen Malala İngiltere’de tedavi sürecini tamamlamış ve sağlığına kısmen kavuşmuştur.

Nobel Barış Ödül’ünü aldığında 17 yaşındaydı
Nobel Barış Ödül’ünü aldığın da 17 yaşındaydı

Düşündükleri ve savunduğu eğitim hakları için öldürülmek istenilen Malala bedenin küçük olmasına rağmen düşünceleri ile ondan daha güçlü olduğunu düşünen insanlar karşısında ölüm mücadelesinden de bir zaferle ayrılmıştır. Malala da isminin barındırdığı hikayedeki kız çocuğu gibi mücadelesi için ölmeyi göze alabilecek kadar büyük yürekli bir çocuktur. Bu büyük yürekli çocuk saldırıdan bir sene sonra Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmasında ‘Bir kitap, bir kalem ve bir öğretmen ile dünyayı değiştirebiliriz.’ sözleriyle düşüncelerinden ve savunduğu haklarından ölümle yüzleşmesine rağmen vazgeçmediğini göstermiştir.

‘Neden birilerine silah vermek, kitap vermekten daha kolay?
Neden tank yapmak, okul inşaa etmekten daha kolay?’

Bu yaşam ve eğitim hakları mücadelesiyle tüm dünyanın dikkatini çeken Malala yaptıkları ile zaman içerisinde birçok ödüle de layık görülmüştür. Bunlar arasında 2014 yılında aldığı Nobel Barış Ödülü şimdiye kadar bu ödüle sahip olanlar arasındaki en genç kişi olmasından dolayı dikkat çekerken, ödülü alırken yaptığı konuşma sırasında;

diye sorduğu sorularla sorgulamaya ve düşündürmeye devam ettiğini göstermiştir. Nobel Barış Ödül’ünü aldığın da 17 yaşında olan Malala çocukken başladığı mücadelesine genç bir kadın olarak devam etmektedir.

 

‘Sessiz kalsaydım, yaşam hakkımı elimden almış olacaklardı.’

‘He Named Me Malala’ belgeselinde Malala’nın babasının söylediği;

cümlesi Malala’nın ölümle yüzleşmesine rağmen neden susmadığını hatta daha cesur ve güçlü bir şekilde geri döndüğünü bize kanıtlar niteliktedir. Çocuklar dünyanın neresinde olursa olsun cinsiyet ayırt etmeksizin aynı şartlarda eğitim alma hakkına sahip olmalıdırlar. Pakistanlı Malala Yusufzay bunun için verdiği mücadeleye 12 yaşında yaşadıklarını, hissettikleri ve isteklerini yazarak başlamıştır. Karşısına çıkan hiçbir zorlukta düşüncelerinden, haklarından vazgeçmeyen bu kız çocuğu emimiz ki yaşamı boyunca mücadelesine devam edecek ve hepimize düşünmeye değer sorular sormaya devam edecektir.


Malala Yousafzai
Malala Yousafzai