Yenisi değil eskisi ortalığı bit pazarına döndürdü…

New York’ta eski Atatürk Okulu Öğretmenleri yeni bir isimle Cumhuriyet Okulu olarak yeni öğretim yılında eğitime başlıyor. Haydi hayırlısı olsun.

Yazımın konusu bu değil, yani yeninin değil eskinin ortalığı bit pazarına döndürmesiyle ilişkilidir..
Peki sorun ne kadar vahim? vehametini nasıl algılamak gerekir, öğrenci mi çok fazlaydı da sığamadık? Okul mu çok küçüktü? yoksa öğretmen mi fazlaydı koca New York şehrinde, zaten pandemiden dolayı hala online yürütüyoruz işlerimizi ne gerek vardı, yoksa Osmanlı zamanındaki gibi her köşe başına bir mescid yapmak gibi mi bir durum mu söz konusuydu… İnsanların birbiri ile geçimsizliğinden mi bir okula ihtiyaç duyulmuştu hayır hayır hiçbiri değil aslında sorun bilgi, beceri cehalet, ihtiras ve açlık hissiyle alakalı…
Yemek öncesi, pardon her seçim öncesi iki yılın karnesini insanlara gösterip eleştiri yapılmasına müsade etsen nerde oturduğunu anlayıp daha az yiyeceksin. İki yıl oyalanıp çekip gideceksin. Ama açlık hissi herşeyi arttırıyor şeker, tansiyon, kollesterol ne ararsan…

Sonra gitmek bilememek, temizlenip, durulanamamakta bir erdem ve olgunlaşma sorunu..

Dün benzer bir eleştiri yapmıştım FaceBook’ta. Atatürk adıyla iş tutanlar, satanlar, yiyenler, bilumum takla atanlar, vatansever, bayraksever, ülkü sahibi, milletine saygılı, omurgalı, kişilik sahibi örnek insanlar olamaz demiştim.

Şimdi Kamuoyunu bilgilendirmek adıyla bir email mesajı dolaşıyor, gönderen Amerika Türk Kadınlar Birliği Yönetim Kurulu, bilgiden çok nefret içeriyor. Belliki konunun içinde olmayan duygularını ifade edemeyen cenazede bile prompter kullanan başkanlara destek olan danışmanlar tarafından yazılan bir mesaj içinde ne var ne yok bir kez okunmadığından eminim. Mesajda tekrar etmeden dikkatimi çeken cümlelere dokunmak istiyorum.

Cumhuriyet Okulu alternatif değil baskıdan, basiretsizlik, bilgisizlik, saygı, zaruriyet ve ihtiyaçtan doğmuştur.

New York Atatürk Okulu 50 yıllık gurur tablosudur evet bunu biliyorsunuz, fakat bunun son on yılını kaderiyle baş başa içini oyarak ilgilendiğinizi inkar edemezsiniz, yönettiniz diyemiyorum, yönetemediniz. Bilgisiz, amaçsız karambole geçen on yıl. Üzerine bir adet tuğla koyamadınız. 50 yıldır hala bir yönetim odası, bir sınıf (derslik), bırakın herşeyi öğrencilerin önünde andımızı okuduğu bir Atatürk büstü olmamıştır. Okul yok ki ortada heykeli büyük olsun. Taşıma suyu ile değirmen döndürdünüz, Konsolosluk kovdu sokakta kaldınız, yenisi için Ankaraya gittiniz o da olmadı, New York Şehir Okullarını kiraladınız sizden bıktılar yaka silktiler birdaha kiralamak istemediler 50 yılllık mirasın üzerine gölge düşürdünüz.. ATKB’nin en kötü yönetimi olarak Okulun ruhuna ve karakterine uyum sağlayamadınız, çocuklar okula gelmek istemedi zorlandı, sonunda öğrencisi olmayan okulun yöneticileri olmamak için kurgular yazdınız. Okulun ne Tüzüğü ne Yönetmeliği ne de Okul Aile Birliği gibi bir işleyişi ve tarzı var Okulun bağlı olduğu Amerika Türk Kadınlar Birliği Dernek tüzüğünde bir iki madde ile anılıyor Atatürk Okulu ile alakalı. Size göre en önemli tüzük maddesi; Dernek Başkanının öğretmenleri keyfine göre işten çıkartması yada işe alması, öyle bir zırha bürünmüşki kimse ne yaptıklarını bilmiyor. Okulun bağlı olduğu ATKB kongreleri gizlice aile arasında yapılıp sarıp sarmalanıyor. Son kongrede bir öğretmen başkan adayı oldu diye ne yaptınız? kovdunuz..

Evet Atatürk Okulu zan altındadır çünkü Amerika Türk Kadınlar Birliği son 10 yılını siz ve aileniz tarafından işletilmektedir, doyumsuz başkan ve şahibelerle hatırlanacaksınız. Altın günü, çay partisi düzenler gibi Okul yönetemezsiniz herşeye kılıf bulup aile içinde ahbap-çavuş, gelin-mahdum ilişkisi ile yanlışlara usulsüz uygulamalara masumiyet kazandıramaz, oldu biz yaptık diyemezsiniz. Manevi değerleri korumak etek boyunu uzatmakla ilişkili olamaz. Hanımefendi siz nerede okudunuz bilmiyorum ama eğitim ve yönetim ciddi, ehli ve prensip sahibi insanların yapabileceği bir iştir. Tesadüfen eğitimci olamazsınız. Malum siyasi partiden aday oldunuz kaybettiniz, niçin bir daha denemediniz niçin 10 yıldır burdasınız.

Seçimlerde üyelerin aidatlarını bağış olarak kabul edip oy kullanmalarına izin vermemek ne kadar ahlaki ve usule uygun ise, Öğretmenin Atatürk Okulununun ve kişisel onurunu korumak istemesi de o kadar ahlaki usule kitaba uygun olarak algılanmalıdır.

Atatürk Okulu’nun işleyişi, eğitim kalitesi ATKB yönetiminin basiretsizliği ile alakalıdır. Her geçen yıl öğrenci sayısı azalan Atatürk Okulunun, başkanın Okulu kapatırım tehdidi altında bırakılan öğretmenlerin özgür irade ile hareket etmeleri kısıtlandığı için olabilir mi?.

Evet, Okulun 50 yıllık onurlu geçmişi, Atatürk adını gururla taşıdığından, fedekar, idealist ve hesap verebilir insanların karakterli yönetimi ile kazanılmış olabilir mi? sizin ile alakalı bir durum yok.

Bakın!
e-maıl mesajınızdaki bu satırları siz okumamış olmalısınız..muhtemelen bir başkası yazdığı için.
..’Atatürk Okulu’nu kendi ihtiraslarını tatmin etmek’
kimden söz ediyorsunuz..ne demek istiyorsunuz anlaşılmıyor…

..’politik emellerine alet etmek..’
politika, emel! orada bir tek siz politize oldunuz AKP’den aday oldunuz. Belki 2023’te de yine aday olacaksınız ama artık Atatürk Okulu’nu siz alet edemeyeceksiniz.

..’Atatürk Okulu 50 yıllık geçmişi ile kimsenin ömür boyu saltanat süreceği bir kurum değildir.’
Çok doğru demiş kim dediyse, siz New York Atatürk Okulunda 10 yıldır saltanat sürüyorsunuz! çekin kirli ellerinizi bu okulun üstünden.

Son cümlelerde vicdan yapmışsınız ama nafie çabalar, sizin bir eğitim misyonunuz olmadı bu güne kadar, o misyon yıllardır eğitim gönüllüsü öğretmenlerin misyonudur.

Sonucun neticesi.. Adı Atatürk olan bir Okul, laik, demokratik ve özgür vizyona sahip olmalıdır. Cumhuriyet, irfanı hür (anlaması, bilgisi, kültürü, gerçeğe ulaştırıcı güçlü sezişi bir doğmaya bağlı olmayan) nesiller içindir…

Yöneten eğitimli, vizyon sahibi, yaratıcı ve profosyonel olmalıdır. Bir derneğin gölgesinde siyasi yada ekonomik baskı altında bir okul yani bağlı, bağımlı vicdanlarla gurur olmaz. Bir Okulun kendi yönetmeliği, müfredatı, okul, öğretmen, veli, öğrenci ilişkisini yöneten bir okul aile birliği ve özgün kuralları ile anılır. 10 yıl kör topal gurur edebiyatı yaparak malı mülkü deveye yüklemenin adına ‘Amerika’daki geleceğimiz olan sevgili çocuklarımızı eğitme misyonu’ denemez.

Orası bir “irfan yuvası”…